Sağlıklı bir hayatı idame ettirmek için tarımcılar olarak kültüre aldığımız bitkileri kendi doğal hayat döngülerine sadık kalarak yetiştirmek zorundayız. İnsanlık tarihi boyunca özellikle tarım çağından başlayarak asırlar boyu ıslah ettiğimiz, insanlığın en temel besin kaynaklarından olan bitkilerin sağlıklı, verimli ve insan bedeninin yaşamsal fonksiyonları için gerekli olan besin maddelerince zengin bir şekilde yetişmelerini sağlamak, biyoloji ve kimya gibi doğa bilimleri ile ilgili bilgilerimizi en doğru şekilde uygulayabilmemize bağlıdır. Yabani doğal ortamlarından alınarak nesiller boyu kültüre alınmış ve geliştirilmiş, genetik ve ıslah çalışmaları ile yeni çeşitleri türetilmiş olan bitkilerin iklim ve toprak gibi insan eliyle etkilenerek değişen doğal şartlara, tarım ve gıda gibi yoğun sanayi üretiminin sebep olduğu hastalık ve endüstriyel zorluklara karşı direnç kazanabilmesi ve insanların ve hayvanların beslenmesi için kaliteli olmalarını sağlayacak tek anahtar bilimdir.
İnsanların ve hayvanların bitkilerle sağlıklı beslenme gerçekleştirebilmeleri için bitkilerinde canlı varlıklar olarak beslenmeleri gerekir. Bu bağlamda bilim ve teknolojiye entegre edilmiş tarım ve onun en temel parçası olan bitki besleme ve gübreleme konusunda tüm üreticilerin en doğru şekilde bilgilendirilmeleri ve eğitilmeleri gerekmektedir.
Kültüre alınmış bitkiler gereksinim duydukları besin maddelerini doğru zamanda, doğru miktarda, doğru şekilde aldıkları sürece ideal gelişimlerini gerçekleştirirler. Hava ve su haricinde bitkiler için temel besin kaynaklarından olan toprak, yüksek verim elde etmek için yoğun işlemelere ve yoğun yetiştiriciliğe maruz kaldığından tükenmişlik, yıpranma ve besin maddeleri bakımından yoksunluk gösterir. Bu sorunların önüne geçebilmek için toprağın yapısını iyileştiren, eksilmiş olan besin elementlerini geri kazandıran, toprağın doğal biyolojik ortamını koruyan gerekli bitki besleme ürünlerinin geliştirilip gübreleme faaliyeti ile uygulanması elzemdir.
Basit anlamıyla gübreleme, bitkilerin tüketeceği maddeleri dengeli oranlarda sunmak, fakat bunu yaparken sulamayla kayıpları önleyebilmek, kirlenmeyi önleyebilmek, toprakta bulunmayan besin maddelerini karşılamak, topraktaki hava, su, besin ve biyolojik dengeyi koruyabilmek için önemlidir. Bu uygulama aslında derin kimyasal, biyolojik, fizyolojik bilgiler gerektiren, işlenen her toprağın yapısını bilmeyi gerektiren bir süreçtir. Yenilikçi ürünlerle, araştırma ve geliştirme çalışmaları ile ileri teknolojiye ve bilime bağlı kalarak yapılmayan, sadece verim ve kâra odaklı bitki besleme ve gübreleme faaliyeti bu zamana kadar tüm dünya tarımcılarının tecrübe ettiği gibi toprakların, suyun ve bitkilerin zararlanması ile sonuçlanmıştır.
Her toprağın, her bitki çeşidinin yapıları ve ihtiyaçları farklıdır. Bu yüzden yetiştiricilik tekniklerine göre, ihtiyaca göre, çeşitli sorunlara çözüm olmak amacıyla, uygulama yöntemlerine göre çok çeşitli sınıflarda bitki besleme ürünleri geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam edilmektedir.
Toprak ve bitki sağlığına bilimsel yönden yaklaşılmasına önem vererek yetiştiricilerin, topraklarını ve bitki kısımlarını analiz ettirip, gereksinimlere uygun bitki besleme yöntem ve formülünü seçmeleri gerekmektedir.
